Papatyalar Albayım… Papatyalar…

Ömrüm sorgulamakla geçiyor

Nereden nereye geldik.

Yorulmuş bedenim

Sallanmakla titremekle geçiyor.

Usul usul kapanıyor göz kapaklarım

Ürkek ürkek bakışlarım kayboluyor

Işıltımı kaybediyorum.

Parça parça dökülmüşüm

Duygularım kalmış geriye.

Gecenin derinliklerine indiğimde ise

Paramparça ruhumun diplerinde

Saklı kalan çocuksu duygularım.

Camımın aralığından içeri 

sızıp yüzümü okşayan rüzgarı kucaklıyorum.

Gün yüzüne çıkmayı bekliyor hislerim.

Tutunmaya çalışıyor bedenim

Asılı kalan ruhuma.

Çok yoruldum ben hayat denen bu sınavdan.

Kaybolmak istiyorum Özgürce

Bilmediğim bir şehrin sokaklarında.

Yıllar çok hızlı geçti ve ben hep 

bir yabancının sevgisinde aradım 

hiç sahip olamadığım huzuru.

Fark edemeden Geçmişimin esiri, mutluluktan yoksun biri olmuşum.

Düşünmek içimi çürütüyor ve

içim yanarken üşüyor dışım.

Sarılmak istiyorum hepsi bu işte.

Eskiyi özlüyorum

Saf ve masum sevgileri.

Dışarıdan izliyorum hayatı ve elimden kayıp giden su gibi berrak zamanı.

Vaktim azalıyor artık.

Kim olduğumu bulmak için çıktığım bu büyük arayışta

Benliğimi yitirip delirmekten korkuyorum.

Çıkmak istiyorum zincire vurulmuş

çıkılması zor yıllardan.

Kavuşmayı bekliyorum

Ansızın gelecek olan o insana.